Yalnız Efe’den kimsenin şikâyeti yokmuş. Ne kimseyi dağa kaldırırmış, ne de fidye istermiş. İstediği hep fakirler, kimsesizler, dullar, öksüzler içinmiş. Camiine bakmayan köye haber gönderir; “Gelecek ramazana kadar mescitleri tamir etmezlerse samanlıklarını yakarım.” dermiş. Onun sayesinde camiler şenlenmiş, köylü zulümden kurtulmuş, öksüzlerin, yoksulların yüzü gülmüş. Her köyün korusunda gizli bir ağaçta bir heybe asılı imiş. Köy halkı bu heybe boşaldıkça içine somun, sucuk, şeker kormuş. Yalnız Efe’nin kaza içinde belki elli dalda heybesi varmış. Kimseye ağırlık olmaz, kimseyi sıkıştırmaz, herkesin gönlünden kopanla geçinirmiş..
Türk edebiyatının ölümsüz yazarlarından Ömer Seyfettin tarihimize ve kültürümüze ayna tutar. Onun hikâyelerinde kendimizden bir şeyler buluruz. Onu okumak, onu anlamak, onunla mazinin şanlı sayfalarında gezinmek, çocukluk günlerimize dönmek mümkündür. Onun satırlarında bizi ve kültürümüzü hor görenlere ince bir alayla, en güzel şekilde verilmiş cevapları bulabiliriz. Onun düşünce ve idealleriyle ufkumuzu donatabiliriz.
TASARIM BECERİ ATÖLYELERİ TESPİT ANKETİ
30/09/2020
Yaşam Becerisi: Limonata Yapalım
23/05/2020
Günün Deneyi: Balonla Basınç Deneyi
23/05/2020
Günün Filmi: Dağ 2
23/05/2020
Günün Masalı: Kibirli Gül
23/05/2020